Serhat Tutumluer

Saturday, April 01, 2006

Esir Kalplerde Serhat Tutumluer

KANAL D'DEN YENİ BİR DİZİ GELİYOR: ESİR KALPLER
21.03.2006 11:26

Basrollerinde; Savas Dincel, Serhat Tutumluer, Zeynep Beserler ve Lale Mansur’un oynadigi Esir Kalpler, onumuzdeki haftalarda ekrana gelecek.

Dizide diger onemli rolleri Ayda Aksel, Tolgahan Sayisman, Nurinisa Yildirim, Civan Canova, Cem Bender, Saadet Isik Aksoy, Betul Alganatay,Haydar Zorlu , Bahar Yanilmaz, Ali Taygun ,Ozlem Turkad, Elcin Sanal, Emre Aksoy, Selma Kutlu, Erkan Bektas ve Emre Ozcan paylasiyor. Yapimini SİS Yapim’in, yapimciligini Tomris Giritlioglu ile Ilgaz Giritlioglu’nun ustlendigi, yonetmenligini Taner Akvardar’in yaptigi, senaryosunu da Deniz Sertbarut’un kaleme aldigi ve onumuzdeki haftalarda ekrana gelecek dizinin konusu soyle;

Demir Uyguner, henuz alti yasindayken annesiyle babasini calistiklari fabrikada cikan bir yanginda kaybeder. Bu olay, onun hayatinin da donum noktasi olur. Fabrikanin sahibi Ruchan Akerman, kimsesiz kalan Demir’i evine alip, bakimini ustlenir. Hem hissettigi vicdan azabi, hem de bir ogul sahibi olmak tutkusuyla onu oz kizi Zuhal’den ayirt etmez. Ne var ki, o catinin altina girdigi ilk gunden itibaren Demir kendi kimliginin farkindadir. Ruchan’i ne kadar sevse, ne kadar saygi duysa da, onun babasi olmadigini, o ailede bir yabanci oldugunu hep bilir. Zuhal’i de hic bir zaman kardesi gibi gorememistir. Zuhal onun ilk askidir. Yillar gectikce, kiza olan sevgisi buyur ve kimseye soyleyemedigi bir aska donusur. Zuhal’se bu duygularin farkinda bile degildir.
Aradan 20 yil gecer.
Artik Demir’in de yoneticilerinden biri oldugu Akerman Holding, o gune kadar devletin islettigi bir madenin ozellestirme ihalesine katiliyordur. Ruchan, bu iste Demir’in aktif bir gorev ustlenmesini istemektedir. Demir’se, Ruchan’in erkek kardesi Ekrem’in calisma bicimine karsi oldugu icin bu fikre direnir. Ozellikle isci haklari konusunda aralarinda buyuk bir catisma vardir. Demir’in disinda kimse ozellestirmeye karsi cikan iscilerin direnisini umursamiyor gibidir. Ozellikle bu satista buyuk rol oynayan Ruchan’in kardesi Ekrem gerekirse sert tedbirler alarak isleri yoluna koyacagina inanir.

Serhat Tutumluer
medyatava

Cenneti Beklerken Hakkında

Yonetmen: Dervis Zaim
Goruntu Yonetmeni: Mustafa Kuscu
Kamera: Moviecam Compact ve Arriflex 35 III (Lokomotif)
Kamera Asistanlari: Erol Beraha, Ozgur Gur, Huseyin Basarir, Ozan Temiz, Hurer Ebeoglu
Cekim tarihleri: 26 Eylul - 31 Ekim 2005

Dervis Zaim yeni filmi 'Cenneti Beklerken'in cekimlerine basladi. 17. yuzyil Osmanli'sinda gecen filmde Zaim, İstanbul'da baslayip Anadolu'ya uzanan bir ask ve yol hikâyesi anlatiyor.

'Tavutta Rovasata'da marjinal bir yasam suren, araba hirsizi Mahsun'un sicacik hikâyesine ortak ediyordu Dervis Zaim bizi. 'Filler ve Cimen'de Susurluk iliskileri uzerinden Turkiye'nin fotografini cekiyordu. 'Camur'da ise politikacilarin ellerinde oyuncak haline gelen Kibris sorununun adada yasayan insanlari nasil etkiledigini anlatiyordu. Zaim cekimlerine henuz basladigi yeni filmi 'Cenneti Beklerken'de tarihin dehlizlerinde zorlu bir yolculuga cikiyor. Zorlu diyoruz cunku Zaim, bir yandan yonetmen olarak cevaplari hayli dusundurucu olabilecek, sinemamiza yeni acilimlar getirebilecek sorularin pesine dusuyor, bir yandan da yapimci olarak diger filmleriyle kiyaslandiginda hayli buyuk bir produksiyonu hayata gecirmeye calisiyor.

17. yuzyil Osmanli'sinda gecen ama farkli donemlerdeki bircok tarihi olayi ve sahsiyeti bulusturan kurgusal bir hikâye anlatan filmde Serhat Tutumluer, Ahmet Mumtaz Taylan, Melisa Sozen, Mehmet Ali Nuroglu, Nihat İleri gibi isimler rol aliyor. Zaim, cekimlerine Kayseri'de basladigi yeni filmini anlatti...

Soru: Sizi donem filmi cekmeye iten sebepler nelerdi?

- Kafami kurcalayan bazi sorularin yanitlarini ararken 'Acaba gecmis bize muhtemel bir yanit icin ipuclari verebilir mi?' sorusunu kendime sordum. Osmanli tarihi/kulturuyle ilgim oteden beri vardi. 'Gunumuzde yasayan bir insanin ruhu ve aklina bu kulturun fisildayacaklari neler olabilir?' sorusunu sormaya calistim. Bunu baska sorular izledi. 'Sinemada daha farkli anlatim tarzlarini nasil olusturabilirim?', 'Bu anlatim tarzlarini kendi sinema anlayisimla bulusturma adina Osmanli geleneginden yararlanma ihtimalimiz nedir?' gibi sorulari sorarken bu senaryoya geldim. 17. yuzyilda gecen, yazmaktan keyif aldigim bu senaryo 'Cenneti Beklerken', bu tip bir momentum sonucunda dogdu.

Esinlendigim birkac tarihi olay ve sahsiyet var. Taht kavgalari, minyaturler, resimler, seyyahlarin gozlemleri... Bir suru olayi kisa devre yaptirarak tek bir dere yataginin icerisinde eritmeye calistim. Ama esinlenmelerimin kimilerini taninmayacak hale getirmeye calistim.

Yaniti is bittikten sonra vermeyi tercih ederim. Tarihi az ya da cok takip eden insanlarin 'evet, bu hikâye su donemdeki su olayi andiriyor' diyebilecekleri olaylar var senaryoda. Ama film butunuyle 'tarihsel' olaylari anlatmiyor. Benim daha once yaptigim islerde oldugu gibi kurmacaya da yer veriyor. Esin kaynaklarindan cok beni heyecanlandiran bir iki noktanin altini cizmek istiyorum. 17. yuzyilda yasayan sehirli, murekkep yalamis bir Osmanli dunyaya nasil bakardi? Bu bakisin bugunku insanlara estetik ya da fikri bakimdan verecegi bazi ipuclari ya da onlarin hayatini daha keyifli kilacak bazi hazlari olabilir mi? Tek basina, sadece bir hazzi hatirlamak bile cok buyuk bir armagan olabilecektir bizim icin diye dusunuyorum. Gecmiste yasayan bu insanin problemleriyle bizim problemlerimiz birbiriyle ortusebilir mi? Filmde biraz bunlari desmeye, en azindan seyirciyi benimle birlikte haz almaya davet etmeye calisiyorum. Film İstanbul'da baslayip Anadolu'ya uzanan bir yol ve ask hikâyesi aslinda.

Soru: Filmin cekimlerine Kayseri'de basladiniz? Mekân olarak Kayseri'yi secmenizin sebebi nedir?

- İstanbul olmadan Osmanli'yi dusunmek imkânsiz zaten onun icin cekimlerin bir kismini İstanbul'da cekecegiz. Kayseri'ye gelince... Kayseri o doneme ait kervansaraylarin hâlâ saglam bulundugu bir yer. Ayrica Kayseri'nin ilginc ve farkli dokulari kisa mesafeler icinde bulabileceginiz bir doga yapisi var.

Soru: Turk sinemasi, genel olarak tarihi bir fon olarak kullanma egiliminde.

- Cok az film bunu asti. Siz tamamiyla tarihten beslenen bir filmin pesindesiniz anladigim kadariyla. Bence, bu topraklarda yeseren tarih sinemamizda cogunlukla parodi tarzi ile ele alinmis. Seyirci de tarihi filmleri cogunlukla daha onceki filmlerin yaratigi bir beklentiler kodu ile okumaya kosullanmis. Tarihle bizim sinemamizin daha baska duzlemlerde yuzlesmesi gerektigini dusunuyorum. Boylesi bir kucaklama hem bizim icin, hem de dunya icin bir zenginliktir. Bu anlamda 'Cenneti Beklerken' beni heyecanlandiriyor.

Soru: Hem yapimci, hem de yonetmen olmak, boylesi bir donem filminde zor olacak sizin icin.

- Turk sinema sektoru icinde film yapma pratiginin nereden nereye gittigi uzerine baska bir zaman uzun uzun konusmak isterim. Bu tabloda benim yapmaya calistigim turden filmlerin gerceklesmesi sapkadan tavsan cikarmakla esdeger bir seye donusuyor.

Uzun surecek bir konuyu kisa kesip tekrar 'Cenneti Beklerken' projesine doneyim. Gunumuzde gecen bir hikâye cekerken isiniz daha kolaydir. Kostum, dekor, su bu butcesinin altindan daha kolay kalkabilirsiniz. Dolayisiyla bu donem filminin benim icin en azindan yapim anlaminda bir sinama olacagini soyleyebilirim Serhat Tutumluer ile.

Ama ekibime guveniyorum. Benim gorevim zaten bu sureci keyifli hale getirmek. Hem kendim icin hem de ekibim icin. Film cekmeye calismakla aci cekmeyi galiba ayirmak gerekiyor. İkisi, bu zamanda ve bu ulkede, birbirinden cok da ayrilan seyler gibi durmayabilir. Ama bunlarin arasina keyif sokmak, hic de fena bir baslangic olmaz. Denemekte yarar var. Her seye ragmen.

Roportaj: Olkan Ozyurt - Radikal
Foto: Dervis Zaim (Fotografi ceken: Serkan Taycan)
Serhat Ulueren
Lokomotif Kamera

Nakavt Edici Bir Yumruk Gibi

TİYATRO ELESTİRİSİ: Ask Delisi

Sam Shepard'in 'Ask Delisi' (Fool For Love), sanat dunyasinda payina dusen sorumlulugu yerine getiren Akbank'in catisi altinda olusturulan ve cagdas yazarlari sahneye tasimayi amaclayan Yeni Kusak Tiyatro'nun ilk oyunu olarak cikiyor seyircinin karsisina. Toplulugun sanat yonetmeni konumundaki Mehmet Ergen'in secimi olan 'Ask Delisi'ni sahneye koyan da kendisi. Kufurlu konusmalar genelde yumusatilmis, basarili ceviri de onun.
Cagdas Amerikan ve dunya tiyatrosunun en onemli yazarlarindan biri olan, 40'tan fazla filmde rol alan Shepard'in simdiye kadar dilimize cevrilmis ya da oynanmis oyunlarindan her biri ('Vahsi Bati', 'Ac Sinifin Laneti') belleklerde yerlerini aldilar. 1985'te Robert Altman tarafindan sinemaya uyarlayan 'Ask Delisi', oyun olarak da Shepard'in her metninde tutturdugu cita yuksekliginde. Carpici, seyirciyi sarsan yipratici bir urun bu; yazarin yapitinin bir ayrilmazi olan icsel parcalanmayi, yazgi boyundurugunda yasanan bir sevdayi, sevdalari, cinselligi getiriyor sahneye...
Eddie, her zaman yaptigi gibi bu kez de habersizce ortadan kaybolmus, yalniz basina birakmistir birlikte yasadigi sicak adli May'i. Onun eninde sonunda geri donecegini umdugu, belki de bildigi icin beklemektedir May, bir yandan ona bir an once kavusma arzusuyla yanar, bir yandan da bu beklemeyi gururuna yediremezken, ofkesi giderek kabarirken. Ve Eddie geri doner anlatacagi 'pis' oykuyu anlatmak icin. İkilinin yasamina bir kadin -kontes oldugu soylenen- ile bir erkek de -Martin- girmistir. Kontes, iliskide firtinalar yaratsa da yalniz adiyla; erkekse ayni zamanda sahnedeki gercegiyle de vardir oyunda. Shepard eyleme sonradan, metnin ilk biciminde olmayan bir kisi daha katmis: yasli adam. Zaman disi bu kisi gecmisi, carpik iliskileri, bu ayrilamazligin gercek niteligini Eddie'nin yerine aciklayan bir tur gecmis zaman kâhinidir.
Shepard'in metni, nakavt edici bir yumruktan farksiz. Oyunu sahneye koyan Mehmet Ergen'in yorumu ve uygulamasi da ayni etkiyi yaratiyor. Daha oyun baslamadan sahnedeki dondurulmus yasam olgusu sonsuzlukla birlikte herkesin kacinilmaz sonu cagristiriyor seyircide, olumun tum hareketsizligi, katiligi ve sogukluguyla. Kisileri, kisiler arasi iliskileri de en ince ayrintilarina kadar ozumsemis Ergen. Gorunusleri, icsel yapilari, eyleme yatkinliklari acisindan uygun oyuncular secmis.
Bu duzeyin tutturulmasinda oyuncu kadrosunun katkisi da kuskusuz buyuk. May'de Esra Bezen Bilgin kisisinin butun bu icsel dalgalanmalari seyirciye dogallik cizgisinden sapmadan ulastirmanin yolunu yakalamis. Yasamda ne yapacagina bir turlu kesin karar verememis, siradan yasamindan bunalan, ancak ne kadar kacmak istese sonunda koklerine, dogal ortamina, 'pis' oykusune geri donen, geri donmekten baska bir sey yapamayan Eddie'de Serhat Tutumluer de bu basariya ortak oluyor. Bu yipratici savasimin bir yerinde ortaya cikiveren, o da caresizlik icinde bunalan, bu iliskiler karmasasinda bos yere kendi gizli tutkusuna bir cozum yolu arayan Martin'de kisisinin tum celiskilerini, duygudan duyguya gecislerini belli belirsiz dogal mimiklerle son derece basarili olarak veren Cengiz Bozkurt gibi. Oyun boyunca sahnedeki kosesinde oturan ve arada bir devreye giren Yasli Adam'da Oktay Sozbir'in bu ucluye katkisi daha etkili olabilirdi.
'Ask Delisi' Serhat Tutumluer ile sahne ve giysi tasarimi, muzik ve isik bakimlarindan da ovguye deger bir yapim. Sahne ve giysi tasarimini gerceklestiren Naz Erayda oyunun dogal ortamini ve simgesel boyutunu ayrintilariyla basariyla yaratmis. Giysilerde de incelikli gozlemlere dayali anlatim gucu yuksek uygulamayi surdurmus. Mor ve Otesi'nin yaratici muzigi de bu butunu etkili bir bicimde destekliyor. Yakup Cartik'in isik tasarimi, Aksanat'in teknik acidan olanaklari sinirli sahnesinde, May ile Eddie'nin, bir olcude de Martin'in yasamlarini, belki de tum yasamlari simgeleyen pencereleri kapali bu odanin kasvetli havasinin yaratilmasinda yardimci oluyor.
Sonuc olarak, Yeni Kusak Tiyatro'nun 'Ask Delisi' belleklerde yer edecek bir yapim Serhat Tutumluer'in de müthiş oyunuyla.

Serhat Tutumluer
radikal

Aşk Delisi’nin İki Genç Oyuncusu

Ask Delisi, gecen yil Mehmet Ergen onderliginde Akbank Kultur ve Sanat Merkezi’nde kurulan Yeni Kusak Tiyatro’nun ilk oyunu. Unlu Amerikali yazar Sam Shepard’in 1986’da yazdigi oyun, basrollerde Serhat Tutumluer ve Esra Bezen Bilgin’le her pazar sahneleniyor.

İzmit Tiyatrosu’nun kadrolu oyuncusu olan ikili, ‘Ask Delisi’nde iki tutkulu asigi canlandiriyor. Serhat Tutumluer bir yandan Sahra dizisinde oynuyor, Esra Bezen Bilgin ise ‘Kirmizi Olgunlari’ adli oyunla bu ay Bakirkoy Sehir Tiyatrosu’nda olacak.

Serhat Tutumluer, İstanbul Universitesi’nde sosyoloji okumus bir sure, sonra Ankara Devlet Konservatuari’na girmis. Ask Delisi’ndeki rol arkadasi Esra Bezen Bilgin’le de yollari burada kesismis ilk kez. Sonra, Ankara, ardindan İzmit Devlet Tiyatrosu derken ‘Ask Delisi’ne kadar beraber calismaya devam etmisler.

Tutumluer ve Bezen halen İzmit Devlet Tiyatrosu’nun kadrolu oyuncularindan. Konservatuvari bitirdikleri donemde Isil Kasapoglu’nun İzmit daveti ilac gibi gelmis. ‘Memur olmak istemeyenler gelsin, yeni bir seyler denemek istiyorum. Burada esek gibi calisacak adamlar istiyorum’ demis Kasapoglu. Bu her ikisinin de cok hosuna gitmis. ‘Alti saatlik bir Hamlet oyunuyla basladik. Isil Kasapoglu ile beraber calistigimiz donemde hep farkli olmanin pesinde kostuk’ diyor Tutumluer. Arkadasi Esra Bezen Bilgin de, Perihan Magden’in siirlerinden olusan ‘Mutfak Kazalari’ adli performansini heyecanla anlatiyor.

İzmit Tiyatrosu’nda calisirken Mehmet Ergen ve Serhat Tutumluer, yeni bir yapilanmadan bahsederek Aksanat’a cagirmis her ikisini de. İste bu yapilanmanin ilk urunu Ask Delisi. Serhat ise ilk basta biraz hafife alarak ‘Bunu mu oynayacagiz yani’ demis. ‘Meger ben ne kor bakmisim en basinda’ diye anlatiyor. ‘Bu oyle bir oyun ki birazcik o karakterden uzaklasirsan asla yapamazsin. Her oyuncunun en buyuk belasidir samimiyeti yakalamak. Bu oyunda o samimiyet hissini bir kere kacirirsan, butun oyun gider.’

Oyunda butun karakterleri birbirine baglayan en guclu duygu adindan anlasildigi uzere ‘ask’. Duvara toslamis gibi oluyorsunuz aski Esra ve Serhat’in oyunculuklarindan izlerken. Siz de boyle uclarda mi yasiyorsunuz aski diyorum. ‘Ben askta hep cesaret noktasinda tikandim’ diyor Tutumluer. ‘Ozgur olabilmek o kadar kolay degil. Eskiden bodoslama toslardim. Kafam patlardi. Simdi yavas adimlarla ilerliyorum.’ Esra ise ‘her zaman oyle uclarda yasanmaz ask’ diyor. Oyunun galasina on bes yasinda bir genc gelmis ve ‘Yeni kusak diyorsunuz ama bu oyun beni hic temsil etmiyor’ demis. Yonetmen Mehmet Ergen’in cevabi ‘O bir asik olsun, oyle gelsin’ olmus...

OYUNUN KUNYESİ

Yazan: Sam Shepard, Ceviren ve Yoneten Mehmet Ergen, Dekor Naz Erayda Ses Tasarim Emre Ergen Isik Tasarim Yakup Cartik Muzikler Mor ve Otesi Oyuncular: Serhat Tutumluer (Eddie), Esra Bezen Bilgin (May), Cengiz Bozkurt (Martin), Oktay Sozbir (Yasli Adam) Yer ve zaman Her pazar 15.30’da Beyoglu Akbank Kultur ve Sanat Merkezi’nde. Biletler Biletix ve Akbank Kultur ve Sanat Merkezi giseleri. Ogrenci 7 YTL, tam 12 YTL.

DİGER OYUNCULAR

Cengiz Bozkurt: Tiyatro seruveni, ODTU Oyunculari ile basliyor. Ask Delisi’nin yonetmeni Mehmet Ergen’le yollari Londra’da kesismis ve beraber calismaya baslamislar. Oktay Sozbir: 1962’de İstanbul Sehir Tiyatrolari’nda ise basladi. 1975’te Yilmaz Guney’’in ‘Bir Gun Mutlaka’ adli filmiyle sinemaya adim atti. ‘Bizimkiler’ dizisinde Kapici Cafer’in kayinpederini oynadi..

Serhat Tutumluer
hurriyetim

Serhat Tutumluer'in Oyunları

Serhat Tututmluer Hacettepe Universitesi Ankara Devlet Konservatuvari'ndan mezun oldu. 1997 yilindan beri İzmit Sehir Tiyatrosu'nda calisiyor. Serhat Tutumluer'in Oynadigi oyunlardan bazilari; Hamlet, Roberto Zucco,Uc Kurusluk Opera, Lyistrata, Cimri, Don Juan, Bahar Noktasi, Oyunun Oyunu.

Serhat Tutumluer
akbanksanat